Bir Kehf Meselesi – 2

Önceki yazımızda mağaranın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmıştık. Kehf meselemize devam edelim o zaman.

Onlar, mağaranın geniş bir dehlizinde bulunurlarken, Güneş’in doğduğu zaman, mağaralarından sağa tarafa yöneldiğini, battığı zaman da sol tarafa doğru onları makaslayıp geçtiğini görürsün. Bu Allah’ın ayetlerindendir. Allah, kimi doğru yola iletirse, işte o doğru yolu bulmuştur. Kimi de sapkınlıkta bırakırsa, artık onun için yol gösteren bir veli bulamazsın. Kehf/17

Sırada dehliz kelimesinin derinliklerine bir yolculuk var. Sonunun nereye çıkacağını bende hepiniz kadar merak ediyorum. Dehliz kelimesi Fransızca gallerie demek. Gallerie ve bizim dilimizdeki galeri kelimesinin anagramsal olarak benzerliği bir tesadüf değil tabi ki.

Galeri işlev olarak çekilen fotoğrafların videoların kaydedildiği ve depolandığı yerdir. İnsan yapısında bu işlevi gören bir karşılık var; bilinçaltı. Bilinçaltı gün içinde gördüğümüz, görmediğimiz daha doğrusu görmediğimizi sandığımız, duyduğumuz ve duyamadığımızı sandığımız her şeyi alır kaydeder ve depolar.

Mağaranın derinliklerine yani bilincinin derinliklerine inene kehf ashabı bilinçaltı kapılarıyla karşılaşır. Bu gündelik zihinde kaydedilen ve kalıplaşmış toplumsal duygu, düşünce ve eylemler biz istemesek de zanal benlikler doğurur. Her kapının ardında bilinçaltının sakladığı ve hayatımıza sandığımızdan çok daha fazla etki eden kalıplaşmış yanlış duygu ve düşünceler bulunur. Mağaranın derinliklerine indikçe bir labirent misali her kapının ardında bekleyen zanal benliklerimizi oluşturan kalıplaşmış düşünceler arındırılıp temizlenir. Temizlenmesi gerekir daha doğrusu.

Temizlenmeyen ve arındırılmayan bilinçaltı realiteni oluşturmaya başlar. Sen de bu realitenin doğurduğu sonuçlara katlanan kişi olacaksın. Bilinçaltı realiteleri kendi isteğin dışında gerçekleşen durumlar olduğu için zarar doğurur. Bu zarar kişiyi yanlış düşünce ve davranışlara itebilir (isyan ve inkar gibi).

Bilinçaltının esiri oldukça istenmeyen realiteleri kendi yarattığın düşüncesiyle suçluluk duygusu ile dolup taşarsın. Oysa durum tamamen kendi kontrolün dışında gerçekleşmiş oluyor. Bu kontrol sağlanmadıkça bilinçaltı arındırılmadıkça durum daha da kötüleşecektir. Arınma ve temizlenme bu yüzden önemlidir.

Kehf ashabının da tam olarak yaptığı bu idi. Rabb’lerinden rahmet isteyen gençler rahmetinin karşılığı olarak bilinçaltının arındırılması işlemine tâbi tutuldular. Böylelikle toplumsal bilinçaltının etkisinden kurtularak saf, temiz ve yaratıcısının farkında olan bir farkındalıkla yeniden doğdular.

“Mademki onlardan ve Allah’tan başka kulluk ettikleri şeylerden ayrılmayı tercih ettiniz, o halde mağaraya sığının ki, Rabb’iniz size rahmetini açsın ve size destek olarak işlerinizi kolaylaştırsın.” Kehf/16

Toplumsal bilinçaltı kodlamalarından kurtulmak kehf ashabının isteği; “Mademki onlardan ve Allah’tan başka kulluk ettikleri şeylerden ayrılmayı tercih ettiniz” olarak çıkıyor karşımıza. Bilinçaltı kodlamalarından kurtulmayı sağlayan ilimin karşılığı olan tabir de; ”Rabb’iniz size rahmetini açsın ve size destek olarak işlerinizi kolaylaştırsın.” oluyor

Bu arındırma ve temizleme İşlemi derin bir inisiye olma halidir. İnisiye olan için zaman kavramı yitip gitmiştir. O artık başka bir boyuttadır. Girilen üst düzey inisiye halinde gündelik yaşamda akan zaman ile inisiye halinde akan zaman aynı değildir.

Onları uyandırdık ve böylece birbirlerine sormaya başladılar. Onlardan birisi şu soruyu sordu: “Ne kadar kaldınız?” “Bir gün veya günün bir bölümü kadar.” dediler. Kimisi de: “Ne kadar kaldığınızı Rabb’iniz bilir.” dedi. Kehf/19

Onlar bir gün ya da daha az kaldıklarının düşündüler. Oysa geçen zaman çok daha fazladır. İzafiyet teorisi misali. Zamansız olan An’dan tadılmıştır. Zamanın bile teğet geçtiği bir hâle girilmiştir.